Çağdaş Sözlük

Kasr ~ قصر

Kamus-ı Türki - Kasr ~ قصر maddesi. Sayfa: 1072 - Sira: 20

قصر Kasr osmanlıca ne demek, قصر anlamı.. Osmanlıca sözlükler kamus-ı türki şemsettin sami sözlüğünde قصر Kasr maddesi

Kasr ~ قصر güncel sözlüklerde anlamı:

KASR ::: Köşk. Yüksek ve ferah bina. Taştan veya kârgir küçük saray.

KASR ::: Kısa olmak. Kısa kesmek. * Birisini bir hususa, bir işe tahsis etmek. * Bir işte tembellik etmek. * Akşamlamak. * Hapseylemek. * Yekpâre taş. * Beyazlatmak. * Gevşetmek. * Noksanlaştırmak.

KASR ::: Men'etmek. * Zorla bir şeyi yaptırmak. * Galip olmak.

kasr ::: (a. i.) : zorla iş gördürme, zoraki işktme.

Kasrî ::: (a. i.) : 1) kısa kesme, kısaltma, kısma. îcâz-ı kasr : ed. söylenişte hiç bir hazf olmadığı halde, ibarenin mânâca zengin olması [re's-ül-hikmeti mahâfet-Ullah : hikmetin başı Allah korkusudur] gibi. Edât-ı kasr : gr. "ancak, sâde, yalnız" gibi edatlar.

kasr-ı yed ::: el çekme, vazgeçme, (bkz. : feragat). 2) azaltma, kesme; eksiklik.

kasr-ül-basar ::: hek. uzağı görememe, miyopluk, fr. myopie. 3) ed. ibarenin çok kısaltılması. 4) ed. aruzda, tef'ile'nin son harfinin düşürülmesi : ["fâilâtün"ün "fâilât" olması gibi]

kasr-ı hakîkî ::: ed. kelimenin aslında okunuşça kısa olması.

kasr-ı izafî ::: ed. kelimenin izafî surette kısa okunması.

kasr-ı vaz'î ::: ed. kelimenin kullanış şeklinde kısa okunması.

kasr-ı zevki ::: ed. kelimenin edebt zevk şevkiyle kısa okunması.

kasr ::: (a. i. c. : kusur) : köşk, kâşane, saray.

kasr-ı adi ::: tar. Topkapı sarayında dîvan yerinde vezîr-i a'zamla vezirlerin oturdukları yerin üstündeki demir parmaklıklı ve siyah perdeli penceresi olan köşk.

kasr-i cennet ::: cennet köşkü.

kasr-ı Sâdâbâd ::: Sâdâbât köşkü.

kasr ::: kısalık, saray.

kâsır ::: köşk , kısa , saray , kusurlu , (a , eksik

kasr ::: köşk , saray

kasır ::: ‬köşk

kasr ::: ‬kasır

kasr ::: köşk

kasr ::: (a. i.) zorla iş gördürme, zoraki işktme.

Kasrî ::: (a. i.) 1) kısa kesme, kısaltma, kısma. îcâz-ı kasr : ed. söylenişte hiç bir hazf olmadığı halde, ibarenin mânâca zengin olması [re's-ül-hikmeti mahâfet-Ullah : hikmetin başı Allah korkusudur] gibi. Edât-ı kasr : gr.

KASR :::

Men'etmek. * Zorla bir şeyi yaptırmak. * Galip olmak