Mükâbere ~ مكابره
Kamus-ı Türki - Mükâbere ~ مكابره maddesi. Sayfa: 1396 - Sira: 3

مكابره Mükâbere osmanlıca ne demek, مكابره anlamı.. Osmanlıca sözlükler kamus-ı türki şemsettin sami sözlüğünde مكابره Mükâbere maddesi
Mükâbere ~ مكابره güncel sözlüklerde anlamı:
MüKaBERE ::: (Kibr. den) Kendi sözünün haksızlığını ve karşısındakinin doğruluğunu bildiği hâlde kabul etmemek ve nizâ çıkarmak, kavga etmek. Kendini büyük görmek.(Hilkat-ı kâinatta bir hikmet-i tâmme görünüyor. Evet inayet-i ezeliyenin timsali olan hikmet-i İlâhiyye, kâinatın umumunda gösterdiği maslahatların riâyeti ve hikmetlerin iltizamı lisanı ile saadet-i ebediyeyi ilân eder. Çünkü, saadet-i ebediyye olmazsa, şu kâinatta bilbedahe sâbit olan hikmetleri, fâideleri mükâbere ile inkâr etmek lazım gelir... S.)
mükâbere ::: (a. i. kibr'den) : sözünün mânâsız ve kendinin haksız olduğunu bildiği halde ağız kalabalığı ile karşısındakini susturmıya çalışma; kendini büyük görme.
mükâfaha ::: (a. i.) : yüzyüze'gelme; karşılaşma; savaşma.
mükâbere ::: münakaşada ağız kalabalığı ile karşısındakini yenmeye çalışma, yanlışta direnme, büyüklenme.
MüKaBERE ::: Hakkı, doğruyu işitince, kabûl etmemek, inâd etmek, kendini büyük görmek. (Bkz. Kibir)
mükâbere ::: büyüklük taslayarak doğruyu kabul etmeme , münakaşada ağız kalabalığı ile karşısındakini yenmeye çalışma , yanlışta direnme , büyüklenme , (kibr , den) kendi sözünün haksızlığını ve karşısındakinin doğruluğunu bildiği halde kabul etmemek ve niza çıkarmak , kavga etmek , kendini büyük görmek
MÜKÂBERE :::