Tevhîd ~ توحيد
Kamus-ı Türki - Tevhîd ~ توحيد maddesi. Sayfa: 449 - Sira: 3
توحيد Tevhîd osmanlıca ne demek, توحيد anlamı.. Osmanlıca sözlükler kamus-ı türki şemsettin sami sözlüğünde توحيد Tevhîd maddesi
Tevhîd ~ توحيد güncel sözlüklerde anlamı:
TEVHiD ::: Birleme. Bir Allah'tan başka İlâh olmadığına inanma. Lâ ilahe illallah sözünü tekrarlama. Her yerde ve her şeyde Allah'tan başkasının te'sir hâkimiyeti olmadığını anlamak, bilmek ve bilerek yaşamak. * Edb: Allah'ın varlığına ve birliğine dair yazılan manzume.İnsanlar, Allah'ın birliğine inananlar ve birliğine inanmayanlar olarak ikiye ayrılır. Allah'a inanmayanlar sözü, aslında Allah'ın birliğine ve sıfatlarına inanmayanlar sözünün kısaltılmış şeklidir. Çünkü insanı ve kâinatı kim yaratmıştır? Sorusuna inananlar da inanmıyanlar da cevap vermektedir. İnanmayanların verdikleri cevaplardan "kendi kendine olmuştur" sözü hem mantıksızlık, hem de varlığı bir ilâh gibi tasavvur ettiklerinden kâinatta mevcut varlıklar kadar ilâh edinmiş olurlar. "Muhtelif sebepler ve şartların bir araya gelmesiyle yaratılmıştır" diyenler, sebepleri ilâh olarak kabul etmiş ve kendisine kâinattaki sebeplerin sayısı kadar ilâhlar edinmiş olur. "Tabiat yaratmıştır" diyenlere gelince: Tabiattaki varlıklar atomlardan meydana geldiğinden hem atomu bir ilâh yerine koymuş olur ve atomlar sayısınca ilâh edinmiş olur. Demek ki Allah'ın birliğine inanmayan inkârcılar, kendi düşüncelerinin ürünü olan ilâhlara tapan putperestlerden başka birşey değildir.(Kur'an-ı Mu'ciz-ül Beyan, tevhid ve ferdiyeti pek çok tekrar ile, kuvvetli bir hararetle, yüksek bir halâvetle ders verdiği gibi, bütün enbiyâ ve asfiyâ ve evliyâ en büyük zevklerini ve saadetlerini kelime-i tevhid olan Lâ ilahe illallah'da buluyorlar. L.)(Arkadaş! Tevhid iki çeşit olur: Birisi âmiyâne tevhiddir ki, -Allah'ın şeriki yok ve bu kâinat Onun mülküdür - der. Bu kısım tevhid sahiplerinin fikirce gaflet ve dalâlete düşmeleri korkusu vardır. İkincisi hakiki tevhiddir ki, -Allah birdir, mülk onundur, vücud onundur. Her şey Onundur der. Lâyetezelzel bir itikada sahiptirler. Bu kısım tevhid sahipleri her şeyin üstünde Cenab-ı Hakk'ın sikkesini görür ve her şeyin cephesinde bulunan mührünü, damgasını okur. Ve bu sâyede huzurî bir tevhid melekesi mâliki olurlar ki, dalâlet ve evhamın taarruzundan kurtulurlar. M.N.)(Tevhid, yalnız tasavvurdan ibaret bir marifet değildir. Belki İlm-i Mantık'ta, tasavvura mukabil ve marifet-i tasavvuriyeden çok kıymettar ve bürhanın neticesi olan ve ilim denilen tasdiktir. Ve tevhid-i hakiki öyle bir hüküm ve tasdik ve iz'an ve kabuldür ki; her bir şeyle Rabbini bulabilir ve her şeyde Hâlıkına giden bir yolu görür ve hiç bir şey huzuruna mâni olmaz. Ş.)
tevhîd ::: (a. i. vahdet'den. c. : tevhîdât) : 1) bir kılma, bir etme, birleştirme, birleştirilme. 2) bir sayma, bir olarak bakma, birliğine inanma. 3) Allah'ın birliğine inanma. 4) "lâilâhe-ill-Allah" sözünü tekrarlama.
Ehl-i tevhîd ::: Allah'ın birliğine inananlar.
Kelime-i tevhîd ::: Lâilâhe-ill-Allah" sözü. (bkz. : muvahhidîn).
Sûre-i tevhîd ::: Kur'ân'ın 112) sûresi (bkz. : ihlâs). 5) ed. Allah'ın varlığına ve birliğine dâir yazılan manzume. 6) miiz. klâsik Türk dînî şiir müziğinde bir şekildir. Güftesinin mevzuu Allah'ın birliğidir. Aynı mâhiyetteki münâcât'tan şu fark ile ayrılır ki münâcât gibi Allah'a yalvarıp yakarış tarzında olmayıp, O'nun tevhîd ve azameti hakkındadır. Klâsik şiirde şekil itibariyle kasidedir; şu kadar ki memdu!) Allah olur. Cami müziğinde de bu mevzûdaki şiirler bestelenip a capella olarak okunur.
tevhîd-i ictihâd ::: huk. Yargıtay'ın iki dâiresi veya bir dâirenin iki karârı arasında aynı meselede tezat ve mubâyenet mevcut olması veya takarrür etmiş bir içtihadın değiştirilmesine ihtiyaç görülmesi hâlinde mümasil hâdiselerde tatbik edilmek, adlî kanunların tefsîrini tazammun etmek üzere verilen karar. [Yargıtay'ın bütün dâirelerinin iştirakiyle teşkil olunan heyetin üçte ikisinin ittifakiyle ittihâz olunur. Temyiz dairelerince aynı hâdiselerde misâl teşkîl eder; taraflara te'sîr etmezi.
tevhid ::: birleme, Allahın birliğine inanma.
TEVHiD ::: İnsanların ilk dîni tevhîd dînidir. İlk insan ve ilk peygamber Âdem aleyhisselâmdır. İnsanlar, peygamberlere aleyhimüsselâm uydukları müddetçe tevhîd inancı üzere devâm ettiler. Fakat kendi başlarına gittiklerinde hep yanlış yollara saptılar, tevhîd inancından ayrıldılar. Allahü teâlâdan başka şeylere, putlara taptılar. İslâmiyet geldiği sırada Kâbe-i muazzamada 360 put vardı. İslâmiyet, putperestliği ve putları ortadan kaldırdı. Tekrar tevhîd inancını yerleştirdi. (Herkese Lâzım Olan Îmân)
2. Tasavvufta kalbi Allahü teâlâdan başka şeylere bağlılıktan kurtarmak.
tevhid ::: Birleme, tekleme, vahdetleme, allah'ı tek olarak kabul etme. İslâm'ın temel amacı allah'ı birlemek ve ona öylece inanmak, şirke sapmamaktır.
tevhîd ::: birleştirme
tevhid ::: birleme
tevhîd ::: birleştirme
tevhîd ::: (a. i. vahdet'den. c. : tevhîdât) 1) bir kılma, bir etme, birleştirme, birleştirilme. 2) bir sayma, bir olarak bakma, birliğine inanma. 3) Allah'ın birliğine inanma. 4)
Tevhid ::: Birleştirme
tevhid :::
TEVHİD :::