Basît ~ بسيط
Kamus-ı Türki - Basît ~ بسيط maddesi. Sayfa: 293 - Sira: 23
بسيط Basît osmanlıca ne demek, بسيط anlamı.. Osmanlıca sözlükler kamus-ı türki şemsettin sami sözlüğünde بسيط Basît maddesi
Basît ~ بسيط güncel sözlüklerde anlamı:
BASiT ::: Kıymetsiz. * Geniş * Yaygın olan. * Mücerred ve münferid olup, mürekkeb ve müellef olmayan. * Neş'eli. Güleryüzlü. Düz, arızasız, engelsiz. * Edb: Aruz vezinlerinden biri.
bâsit ::: (a. s. bast'dan.) : 1) yayan, yayıcı.
bâsıt-ür-rızk ::: Allah. 2) anat. Bir uzvu uzatıp açan [adale].
basit ::: (a. s. bast'dan.) : 1) sâde, düz, arızasız, engelsiz. 2) açık, geniş, yayvan, yaygın. 3) sâde, yalın. 4) neşeli, şen, güleryüzlü. 5) i. aruz vezinlerinden biri. (bkz. : aruz). 6) kolay, (bkz. : âsân, sehl).
basit ::: sade, düz, bölünmez.
Basit :::
- Yapılması veya anlaşılması kolay olan, karışık olmayan, bayağı
Örnek: Derin hislerden uzak, basit zevklere düşkün, bütün manasıyla alafranga bir adamdı. Y. K. Karaosmanoğlu - Kolay
Örnek: En basit şeyi yazamayacak kadar cahildi. H. Taner - Süssüz, gösterişsiz
Örnek: Üstünde basit ve kapalı bir çarşaf vardı. A. Gündüz - Bilgi ve görgüsü sınırlı olan, bayağı, görgüsüz
Örnek: Bu, fikirsiz, basit ve masum bir çocuk hafifliği değildi. R. N. Güntekin - Her zaman rastlanan, özelliği olmayan, olağan
Örnek: Bu basit takılmalar, her seferinde onları güldürdü. N. Cumalı
basît ::: sade , kolay
basit ::: düz
basît ::: sade
basît ::: kolay
basit ::: (a. s. bast'dan.) 1) sâde, düz, arızasız, engelsiz. 2) açık, geniş, yayvan, yaygın. 3) sâde, yalın. 4) neşeli, şen, güleryüzlü. 5) i. aruz vezinlerinden biri. (bkz. : aruz). 6) kolay, (bkz. : âsân, sehl).
basit ::: bayağı, cılız, kolay, mahdut, olağan, yalın
BASİT :::