Bast ~ بسط
Kamus-ı Türki - Bast ~ بسط maddesi. Sayfa: 293 - Sira: 11
بسط Bast osmanlıca ne demek, بسط anlamı.. Osmanlıca sözlükler kamus-ı türki şemsettin sami sözlüğünde بسط Bast maddesi
Bast ~ بسط güncel sözlüklerde anlamı:
BAST ::: Genişlemek, açmak, yaymak. * Bir şeye el uzatmak. * Sevindirmek. * Bir mecliste haya sebebiyle olan sıkılmanın gitmesiyle açılmak. * Özür kabul etmek. * Kaplamak. * Tas: Allahın cemâl tecellisiyle kalbin sükûn ve huzur içinde ferahlaması. (Mukabili: "Kabz"dır.)(... Teellümât-ı ruhaniye ise; sabra, mücahedeye alıştırmak için Rabbani bir kamçıdır. Çünki emn ve ye'sin vartasına düşmemek hikmetiyle havf ve reca müvazenesinde sabır ve şükürde bulunmak için kabz-bast haletleri, Celâl ve Cemâl tecellisinden intibah ehline gelmesi, ehl-i hakikatça medar-ı terakki bir düstur-u meşhurdur. K.L.)
bast ::: 1) yayma, açma, uzun uzadıya anlatm'a. (bkz. : ityân, serd).
bast fi makam-il-hafi ::: Allah'ın abdi mahlûkat ile zahiren bast demesi. Bu; abd'in halk için bâtı-nan rahmete vesile olmasını iktizâ eder. Böyle olan abid eşyayı istîab eder. Onun her şeyde tesiri olur; hiç bir şey onun üzerinde müessir olamaz.
bast fi makam-il kalb ::: nefis makamında rica mesabesindedir. Lütuf ve rahmeti, kurb ve ünsü kabule işarettir, [mukabili : kabz dır].
bast-ı dâ'vâ ::: dâva açma.
bast-ı makal ::: söz açma.
bast-ı mukaddemât ::: asıl maksada girmeden bir şeyler söyleme. 2) mat. tüm sayılı bir kes'rin tüm sayısını, kesrin paydasiyle çarpıp payına katmak ve çıkanı pay yapıp asıl paydasını olduğu gibi bırakmak. 3) rica hâli. (kabule, rahmete, ünse işaret olarak Allah tarafından tevcihin gelmesine de "bast" denilir].
bisut ::: (a. s.) : (bkz. : büsut).
busat ::: (a. i. bisât'ın c.) : kilimler, döşekler, minderler, keçe yaygılar.
büsut ::: (a. i.) : elaçıklığı, civanmertlik, ["bisut" şeklinde de kullanılır].
bast ::: yayma, açma.
BAST ::: Kabz ve bastın ikisi de kalbe gelen hâllerdendir. Sanki yolumuzun erkânından, şartlarındandırlar. (İmâm-ı Rabbânî)
Kabz (Gönül darlığı) ve bast insanı uçuran iki kanat gibidir. Kabz, sıkıntı hâsıl olunca, üzülmeyiniz. Bast hâli gelince de sevinmeyiniz. (İmâm-ı Rabbânî)
Güzel sesle, tecvîde uyarak okunan Kur'ân-ı kerîmi dinlemek, kalbdeki kabzı (sıkıntıyı) bast hâline çevirir. (Muhammed bin Mahmûd)
Bast :::
- (i)., (bot). bazı ağaçların hasır yapmak için kullanılan iç kabuğu.
bast ::: yayma , açma
bast ::: yayma
bisut ::: (a. s.) (bkz. : büsut).
busat ::: (a. i. bisât'ın c.) kilimler, döşekler, minderler, keçe yaygılar.
büsut ::: (a. i.) elaçıklığı, civanmertlik, [
BAST :::