Vera' ~ ورع
Kamus-ı Türki - Vera' ~ ورع maddesi. Sayfa: 1491 - Sira: 19
ورع Vera' osmanlıca ne demek, ورع anlamı.. Osmanlıca sözlükler kamus-ı türki şemsettin sami sözlüğünde ورع Vera' maddesi
Vera' ~ ورع güncel sözlüklerde anlamı:
VERA' ::: Takvânın ileri derecesi. Bilmediği ve şüphe ettiğini öğrenip iyiye ve doğruya göre hareket edip bütün günahlardan çekinme hâleti.
verâ' ::: (a. i.) : 1) arka, geri, öte. Mâ-verâ : bir şeyin arkasında, ötesinde bulunan şey.
verâ-i cebel ::: dağın arkası. 2) başka, gayri. 3) kıç, geri, dübür.
vera' ::: (a. i.) : haramdan kaçınma. Ehl-i vera' : dîne bağlı, dindar, (bkz. : müttekı, verâ' verâat, zâhid).
VERa' ::: Hiçbir şey verâ gibi olamaz. (Hadîs-i şerîf-Künûz-ül-Hakâyık)
Dîninizin direği verâdır. (Hadîs-i şerîf-Künûz-ül-Hakâyık)
Kıyâmet günü Allahü teâlânın huzûrunda kıymetli olanlar verâ ve zühd sâhibleri (dünyâya düşkün olmayanlar)dir. (Ebû Hüreyre)
Bir kimse, şu on şeyi kendine farz bilmedikçe, tam verâ sâhibi olamaz: Gıybet etmemek, mü'mine sû-i zân etmemek, kötü bilmemek, kimse ile alay etmemek, yabancı kadınlara, kızlara bakmamak, doğru söylemek, kendini beğenmemek için, Allahü teâlânın, kendisine yaptığı ihsânları nîmetlerini düşünmek, malını helâl yere harc edip, harâmlara vermemek, nefsi keyfi için, mevkî-makam istemeyip, bunları insanlara hizmet yeri bilmek, beş vakit namazı vaktinde kılmağı birinci vazîfe bilmek, Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdiği îmân ve işleri iyi öğrenip, kendini bunlara uydurmak. (İmâm-ı Rabbânî)
Zerre kadar verâ sâhibi olmak, bin nâfile oruç ve namazdan daha hayırlıdır. (Hasan-ı Basrî)
vera' ::: takvanın ileri derecesi , bilmediği ve şüphe ettiğini öğrenip iyiye ve doğruya göre hareket edip bütün günahlardan çekinme haleti
vera' ::: (a. i.) haramdan kaçınma. Ehl-i vera' : dîne bağlı, dindar, (bkz. : müttekı, verâ' verâat, zâhid).
VERA' :::