Nûrânî ~ نورانی
Kamus-ı Türki - Nûrânî ~ نورانی maddesi. Sayfa: 1476 - Sira: 18
نورانی Nûrânî osmanlıca ne demek, نورانی anlamı.. Osmanlıca sözlükler kamus-ı türki şemsettin sami sözlüğünde نورانی Nûrânî maddesi
Nûrânî ~ نورانی güncel sözlüklerde anlamı:
NURANi ::: Nurlu, ışıklı, nura yakışır, parlak, münevver.
nûrânî ::: (a. s.) : 1) nurlu, ışıklı, (bkz : münevver, rûşen). 2) saygı uyandıran bir yüz.
nurânî ::: nurlu, ışıklı.
NuRaNi ::: Alev iki kısımdır. Biri zulmânî (karanlık) ikincisi nûrânî. Zulmânî olandan cin, nûrânî olandan ise melekler yaratılmıştır. İnsanlar toprak maddelerinden yaratıldığı hâlde, Allahü teâlâ bu maddeleri, organik ve organize hâle, et ve kemiğe çevirdiği gibi, melekler ve cinde alev şekli değişerek, onlara mahsûs latîf, her şekle dönebilen bir hâle gelmiştir. (Abdülhakîm bin Mustafâ)
İmâm-ı Kastalânî, zamânındaki insanların en nûrânî yüzlüsü olup, uzun boylu idi. Kur'ân-ı kerîmi, on dört rivâyet üzere çok güzel okurdu. Okumasından en katı kalbli kişilerin kalbi yumuşar, dayanamayıp gözyaşı dökerlerdi. (Abdülvehhâb-ı Şa'rânî)
Nurani :::
- Işıklı, nurlu.
- Saygı uyandıran
Örnek: Nurani, babacan, hoşlanılır bir ihtiyar olamazsın. R. H. Karay - 1. Işıklı, ışık saçan. 2. Saygı uyandıran, nurlu.
nûrânî ::: çokça nurlu , nurlu , parlak
nurânî ::: nurlu , ışıklı
nuranî ::: nurlu
nuranî ::: ışıklı
nûrânî ::: (a. s.) 1) nurlu, ışıklı, (bkz : münevver, rûşen). 2) saygı uyandıran bir yüz.
NURANÎ :::