Çağdaş Sözlük

feyz ~ فیض

Kamus-ı Türki - feyz ~ فیض maddesi. Sayfa: 1010 - Sira: 9

فیض feyz osmanlıca ne demek, فیض anlamı.. Osmanlıca sözlükler kamus-ı türki şemsettin sami sözlüğünde فیض feyz maddesi

feyz ~ فیض güncel sözlüklerde anlamı:

FEYZ ::: Ölmek.

FEYZ ::: (C.: Füyuz) Bolluk, bereket. * İlim, irfan. Mübareklik. * Şan, şöhret. * İhsan, fazıl, kerem. Yüksek rütbe almak. * Suyun çoğalıp çay gibi taşması. Çok akar su. * Bir haberi fâş etmek. * İçindeki düşüncesini izhar etmek.(Hakaik-ı imaniye ve esasat-ı Kur'aniye, resmî bir şekilde ve ücret mukabilinde dünya muamelâtı suretine sokulmaz. Belki bir mevhibe-i İlâhiye olan o esrar, hâlis bir niyet ile ve dünyadan ve huzuzat-ı nefsaniyeden tecerrüd etmek vesilesiyle o feyizler gelebilir. M.)

feyz ::: (a. i. c. : füyûz. [füyûzât, feyz'in c. olan füyûzun o]) : 1) suyun taşıp akması. 2) bolluk, çokluk verimlilik, fazlalık, gürlük, ilerileme, çoğalma. 3) ilim, irfan.

Feyz-i âtî ::: (geleceğin feyzi. verimliliği. gürlüğü) : İstanbul'da, Kuruçeşme ile Arnavut köyü arasında, deniz kenarında Boğaziçi liseleri adını taşıyan lisenin eski adı.

fevz-i câvidân ::: ebedî feyiz, devamlı bereket.

feyz-i mukaddes ::: a'yân-ı sabitenin; istidatlarına göre, onların hâriçte zuhurunu istilzam eden tecellî.

feyz-i neş'e bahşâ ::: neşe verici bolluk.

feyz-i safa ::: safinin, neşenin feyzi, bolluğu.

feyz-i tabîî ::: tabîî olan bereket, bolluk.

feyz ü rif'at ::: bolluk, ilerileme ve yükseklik.

feyz ::: bolluk, bereket, mânevî gıda.

FEYZ ::: Din büyüklerinin yanına boş olarak gelmelidir ki, dolmuş (faydalanmış) olarak dönülebilsin. Onların acıması, ihsânda bulunması için, boş olduğunu bildirmek lâzımdır. Böylece feyz yolu açılır. (İmâm-ı Rabbânî)

Bir kimse âlimlerin sohbetinde bulunur fakat onlara hürmet etmezse, ilâhî feyz ve bereketlerden mahrum kalır ve âlimlerdeki nûrlar kendinde görünmez. (Ebû Ali Sekafî)

Kendisinden ilim öğrendiği zâtta, ayıp ve kusur arayan, onun ilminden, feyz ve bereketinden faydalanamaz. (Abdullah binMenâzil)

Evliyâ mezarlarını ziyâret ederek, feyz vermeleri için yalvar. Fâtiha ve salevât okuyup sevâblarını mübârek rûhlarına göndererek onları Allahü teâlânın rızâsına kavuşmak için vesîle yap. (Mazhar-ı Cân-ı Cânân)

Gelince feyz ü ihsânın, günâhkâr kimseye bir an,
Onun râhı (yolu) dü-âlemde (dünyâ ve âhirette) selâmet yâ Resûlallah!

(Yaman Dede)

FEYZ ::: Din büyüklerinin yanına boş olarak gelmelidir ki, dolmuş (faydalanmış) olarak dönülebilsin. Onların acıması, ihsânda bulunması için, boş olduğunu bildirmek lâzımdır. Böylece feyz yolu açılır. (İmâm-ı Rabbânî)

Bir kimse âlimlerin sohbetinde bulunur fakat onlara hürmet etmezse, ilâhî feyz ve bereketlerden mahrum kalır ve âlimlerdeki nûrlar kendinde görünmez. (Ebû Ali Sekafî)

Kendisinden ilim öğrendiği zâtta, ayıp ve kusur arayan, onun ilminden, feyz ve bereketinden faydalanamaz. (Abdullah binMenâzil)

Evliyâ mezarlarını ziyâret ederek, feyz vermeleri için yalvar. Fâtiha ve salevât okuyup sevâblarını mübârek rûhlarına göndererek onları Allahü teâlânın rızâsına kavuşmak için vesîle yap. (Mazhar-ı Cân-ı Cânân)

Gelince feyz ü ihsânın, günâhkâr kimseye bir an,
Onun râhı (yolu) dü-âlemde (dünyâ ve âhirette) selâmet yâ Resûlallah!

(Yaman Dede)

feyz ::: bereket , bolluk , ilim , ihsan , kerem , irfan

feyiz ::: ‬bereket

feyiz ::: bolluk

feyiz ::: ilim

feyz ::: ‬bereket

feyz ::: bolluk

feyz ::: ilim

feyz :::

feyiz; bolluk; bereket; ilham; aşk

FEYZ :::

(C.: Füyuz) Bolluk, bereket. * İlim, irfan. Mübareklik. * Şan, şöhret. * İhsan, fazıl, kerem. Yüksek rütbe almak. * Suyun çoğalıp çay gibi taşması. Çok akar su. * Bir haberi fâş etmek. * İçindeki düşüncesini izhar etmek.(Hakaik-ı imaniye ve esasat-ı Kur'aniye, resmî bir şekilde ve ücret mukabilinde dünya muamelâtı suretine sokulmaz. Belki bir mevhibe-i İlâhiye olan o esrar, hâlis bir niyet ile ve dünyadan ve huzuzat-ı nefsaniyeden tecerrüd etmek vesilesiyle o feyizler gelebilir. M.)