Çağdaş Sözlük

Alîm ~ علیم

Kamus-ı Türki - Alîm ~ علیم maddesi. Sayfa: 949 - Sira: 12

علیم Alîm osmanlıca ne demek, علیم anlamı.. Osmanlıca sözlükler kamus-ı türki şemsettin sami sözlüğünde علیم Alîm maddesi

Alîm ~ علیم güncel sözlüklerde anlamı:

aLiM ::: Bilen, bilgili. * Çok şey bilen. * Çok okumuş, bilgiç. * İlim ile uğraşan. Hoca.(Âlim-i mürşid, koyun olmalı; kuş olmamalı. Koyun, kuzusuna süt; kuş, yavrusuna kay verir. M.)

ALiM ::: Bilen. İlmi, ebedi ve ezeli olan Cenab-ı Hak. (Kur'an-ı Kerim'de bu isim 126 kerre zikredilir.)

ALiM ::: Üzüntülü, kederli, ıztırab çeken.

âlim ::: (a. s. ilm'den. c. : ulemâ’) : çok okumuş, bilgin.

âlim-ül-gayb ve-ş-şahâde ::: görüleni görülmeyeni bilen, Allah

âlim ::: (a. s.) : elemli, kederli, ıstırap çeken.

alîm ::: (a. s. ilm'den.) : çok bilen. [Allah'ın sıfatlarındandır, "bilgisi ezelî ve ebedî olan" demektir].

Alîm ::: sonsuz bilgi sahibi Allah.

âlim ::: bilen, bilgili.

aLiM ::: 1. Her şeyi bilen mânâsına Allahü teâlânın sıfatlarından biri.

Allahü teâlâ gizliyi de âşikar olanı da âlimdir. (Haşr sûresi: 22)

2. Zamânın fen ve edebiyât bilgilerinde yetişmiş, Kur'ân-ı kerîmin ve yüzbinlerce hadîs-i şerîfin mânâsını ezberden bilen, İslâm'ın yirmi ana ilmi ve bunların kolları olan seksen ilminde mütehassıs (uzman), tasavvufun (evliyâlığın) en yüksek derecesine ulaşmış, yetişmiş ve yetiştirebilen müctehid.

Âlimler peygamberlerin vârisleridir. (Hadîs-i şerîf-Buhârî)

Ümmetimin âlimlerine hürmet ediniz. Onlar yeryüzünün yıldızlarıdır. (Hadîs-i şerîf-Künûz-ül-Hakâik)

Âlimin yüzüne bakmak İbâdettir. (Hadîs-i şerîf-Künûz-ül-Hakâik)

Âlimin uykusu, câhilin ibâdetinden hayırlıdır. (Hadîs-i şerîf-İhyâ-u ulûmiddîn)

Âlimleri hafife alanların âhireti, ümerâyı (devlet başkanlarını) hafife alanların dünyâsı, dostlarını hafife alanların mürüvveti (insanlığı) yıkılır. (Abdullah bin Mübârek)

3. Bir ilim dalında yetişmiş mütehassıs kimse (uzman).

Allahü teâlâ birine iyilik vermek isterse onu fıkıh âlimi yapar. (Hadîs-i şerîf-Buhârî)

Âlimin kıymetini ancak âlim anlar. (Seyyid Abdülhakîm Arvâsî)

4. Öğreten, öğretici.

Ya âlim, ya talebe, yâhut bunları dinleyici ol. Bu üçten olmazsan helâk olursun. (Hadîs-i şerîf-Ahmed ibni Hanbel)

Âlimin bir nazarı bulunmaz hazînedir
Bir sohbeti yıllarca bitmez kütüphânedir.

(Seâdet-i Ebediyye)

aLiM ::: 1. Her şeyi bilen mânâsına Allahü teâlânın sıfatlarından biri.

Allahü teâlâ gizliyi de âşikar olanı da âlimdir. (Haşr sûresi: 22)

2. Zamânın fen ve edebiyât bilgilerinde yetişmiş, Kur'ân-ı kerîmin ve yüzbinlerce hadîs-i şerîfin mânâsını ezberden bilen, İslâm'ın yirmi ana ilmi ve bunların kolları olan seksen ilminde mütehassıs (uzman), tasavvufun (evliyâlığın) en yüksek derecesine ulaşmış, yetişmiş ve yetiştirebilen müctehid.

Âlimler peygamberlerin vârisleridir. (Hadîs-i şerîf-Buhârî)

Ümmetimin âlimlerine hürmet ediniz. Onlar yeryüzünün yıldızlarıdır. (Hadîs-i şerîf-Künûz-ül-Hakâik)

Âlimin yüzüne bakmak İbâdettir. (Hadîs-i şerîf-Künûz-ül-Hakâik)

Âlimin uykusu, câhilin ibâdetinden hayırlıdır. (Hadîs-i şerîf-İhyâ-u ulûmiddîn)

Âlimleri hafife alanların âhireti, ümerâyı (devlet başkanlarını) hafife alanların dünyâsı, dostlarını hafife alanların mürüvveti (insanlığı) yıkılır. (Abdullah bin Mübârek)

3. Bir ilim dalında yetişmiş mütehassıs kimse (uzman).

Allahü teâlâ birine iyilik vermek isterse onu fıkıh âlimi yapar. (Hadîs-i şerîf-Buhârî)

Âlimin kıymetini ancak âlim anlar. (Seyyid Abdülhakîm Arvâsî)

4. Öğreten, öğretici.

Ya âlim, ya talebe, yâhut bunları dinleyici ol. Bu üçten olmazsan helâk olursun. (Hadîs-i şerîf-Ahmed ibni Hanbel)

Âlimin bir nazarı bulunmaz hazînedir
Bir sohbeti yıllarca bitmez kütüphânedir.

(Seâdet-i Ebediyye)

alîm ::: çok bilen

âlim ::: bilen , bilgin , bilgili

âlim ::: ‬bilgin

alîm ::: ‬çok bilen

âlim ::: (a. s.) elemli, kederli, ıstırap çeken.

alîm ::: (a. s. ilm'den.) çok bilen. [Allah'ın sıfatlarındandır,

âlim ::: ilimle meşgul olan

âlim ::: ilimli

âlim ::: bilici

âlim ::: çok okumuş

alim ::: bilgin

ALÎM :::

Bilen. İlmi, ebedi ve ezeli olan Cenab-ı Hak. (Kur'an-ı Kerim'de bu isim 126 kerre zikredilir

ALİM :::

Üzüntülü, kederli, ıztırab çeken

ÂLİM :::

Bilen, bilgili. * Çok şey bilen. * Çok okumuş, bilgiç. * İlim ile uğraşan. Hoca.(Âlim-i mürşid, koyun olmalı; kuş olmamalı. Koyun, kuzusuna süt; kuş, yavrusuna kay verir. M