taraf ~ طرف
Kamus-ı Türki - taraf ~ طرف maddesi. Sayfa: 881 - Sira: 14
طرف taraf osmanlıca ne demek, طرف anlamı.. Osmanlıca sözlükler kamus-ı türki şemsettin sami sözlüğünde طرف taraf maddesi
taraf ~ طرف güncel sözlüklerde anlamı:
TARAF ::: Yan, yön. * Yer, memleket, ülke. Kıt'a. * Taraftarlık, sahip çıkmak, korumak. * Aralarında anlaşmazlık bulunan iki kişiden veya iki topluluktan her biri.
taraf ::: (a. i. c. : etraf) : 1) yan, yön. 2) bölge, yer, memleket, ülke, kıt'a 3) [bir kimsenin] yanı. 4) tarafdarlık, sahip çıkma, koruma. 5) aralarında anlaşmazlık bulunan iki kişiden veya iki topluluktan her biri. Bî-taraf : tarafsız, hiç birtarafı tutmıyan.
tarf ::: (a. i.) : 1) bakış. 2) göz ucu.
taraf ::: yan, yön.
Taraf :::
- Ön, arka, sağ, sol, üst, alt vb. yanların her biri
Örnek: Dört tarafı kesme billur kapaklı bir eski saat... R. H. Karay - Yön, yan, doğrultu
Örnek: Deniz tarafındaki çayırdan bir sürü koyun geçiyor. M. Ş. Esendal - Yöre, yer
Örnek: Üsküdar tarafındaki evlerin camları kor gibi parlıyordu. H. Taner - İstekleri, düşünceleri karşıt olan iki kişiden veya iki topluluktan her biri.
- Bir kişinin soyundan gelenlerin hepsi.
- Bir şeyin belli bölümü, kısmı.
- yan.
tarf ::: bakış , akış , göz , nazar
taraf ::: yön , ülke , yer , yan
taraf ::: yön
taraf ::: ülke
taraf ::: muhatap iki kişiden her biri
taraf ::: yer
tarf ::: akış
taraf ::: (a. i. c. : etraf) 1) yan, yön. 2) bölge, yer, memleket, ülke, kıt'a 3) [bir kimsenin] yanı. 4) tarafdarlık, sahip çıkma, koruma. 5) aralarında anlaşmazlık bulunan iki kişiden veya iki topluluktan her biri. Bî-taraf : tarafsız, hiç birtarafı tutmıyan.
tarf ::: (a. i.) 1) bakış. 2) göz ucu.
taraf ::: cephe, cihet, kanat, nazır, semt, veçhe, yaka, yan, yer, yön, yöre, yüz
TARAF :::