Sermâye ~ سرمايه
Kamus-ı Türki - Sermâye ~ سرمايه maddesi. Sayfa: 719 - Sira: 10
سرمايه Sermâye osmanlıca ne demek, سرمايه anlamı.. Osmanlıca sözlükler kamus-ı türki şemsettin sami sözlüğünde سرمايه Sermâye maddesi
Sermâye ~ سرمايه güncel sözlüklerde anlamı:
SERMAYE ::: f. Ana mal. Esas para. İlk elde mevcut olan para. * Kazanılmış ilim. * Hayat. Ömür.
sermâye ::: (f. b. i.) : 1) anamal. 2) anapara. 3) bilgi, ustalık. 4) genelev kadını. Mütedâvil sermâye (döner sermâye) : bir ticâret işini çevirmek ve yaşatmak için bütçede ayrılan sermâye.
SERMaYE ::: Ortaklardan bir kısmı sermâye vermek, bir kısmı da iş yapmak üzere kurulan şirketlere müdârebe şirket denir. Kâr, önceden sözleşilen oranda paylaşılır. Sermâye, iş yapanlarda emânettir. (Ali Haydar Efendi)
Ömrün en kıymetli sermâyesi vakitlerdir. (Ahmed Gazâlî)
Sermaye :::
- Bir ticaret işinin kurulması, yürütülmesi için gereken anapara ve paraya çevrilebilir malların tamamı, anamal, başmal, kapital, meta
Örnek: Komisyoncu demek, metelik sermayesi olmayan tüccar demektir. A. Gündüz - Varlık, servet.
- Konu
Örnek: Bu lakırtı, bir hafta havuzlu kahvenin sermayesi oldu. R. H. Karay - Genelev kadını.
- 1. Belli bir bedel karşılığı üretim sürecinde üretim faktörlerinden biri olarak yer alan birden çok dönemde kullanılan, emeğin verimliliğini artıran ve kendisi de üretilmiş olan her türlü araç gereç. 2. Gelir yaratma yeteneğine sahip mali veya fiziksel her türlü varlık.
sermâye ::: ana mal , anapara , genelev kadını
sermâye ::: anapara
sermâye ::: genelev kadını
sermâye ::: (f. b. i.) 1) anamal. 2) anapara. 3) bilgi, ustalık. 4) genelev kadını. Mütedâvil sermâye (döner sermâye) : bir ticâret işini çevirmek ve yaşatmak için bütçede ayrılan sermâye.
sermaye ::: kapital, konu, servet, varlık
SERMAYE :::