bozuk ~ بوٓزوق
Kamus-ı Türki - bozuk ~ بوٓزوق maddesi. Sayfa: 313 - Sira: 13
بوٓزوق bozuk osmanlıca ne demek, بوٓزوق anlamı.. Osmanlıca sözlükler kamus-ı türki şemsettin sami sözlüğünde بوٓزوق bozuk maddesi
bozuk ~ بوٓزوق güncel sözlüklerde anlamı:
Bozuk :::
- Bozulmuş olan
Örnek: Daracık ve bozuk kaldırımlardan çamurlu sular akıyordu. T. Buğra - Görevini yapamaz duruma gelmiş (organ)
Örnek: Ağzındaki birkaç bozuk dişten şüphe ettim. R. N. Güntekin - Madenî para
Örnek: Hiç olmazsa birkaç kuruş bozuk ver! M. Ş. Esendal - Kötümser, gergin, huzursuz, karışık
- Kızgın, sıkıntılı
- Türk halk müziğinde, bağlamadan biraz büyük ve meydan sazından küçük dokuz telli bir saz.
bozuk ::: berbat, çap, eğreti, gergin, kaput, karışık, kızgın, kötümser, ucuz