Bâd ~ باد
Kamus-ı Türki - Bâd ~ باد maddesi. Sayfa: 259 - Sira: 18
![](/rsm/turki/2/259-18.jpg)
باد Bâd osmanlıca ne demek, باد anlamı.. Osmanlıca sözlükler kamus-ı türki şemsettin sami sözlüğünde باد Bâd maddesi
Bâd ~ باد güncel sözlüklerde anlamı:
BaD ::: f. Yel. Rüzgâr. Soluk. Nefes.
BaD ::: f. "Olsun, ola, olaydı" mânasına gelir ve kelimelerin sonuna getirilir. Meselâ: Aferin bâd $ : Aferin olsun. Çok yaşa. Afiyet bâd $ : Afiyet olsun.
"); bâd ::: (f. e.) : olsun, ola, olaydı. Aferin. bâd : aferin olsun! Mübârek-bâd : mübarek, kutlu olsun. Afiyet-bâd : afiyet olsun.
bâd ::: (f. i.) : 1) yel, rüzgâr.
bâd-i berîn ::: lâtif hava, sabah rüzgârı.
bâd-i cem ::: Süleyman Peygamberin hükmettiği yel.
bâd-i cenubî ::: güney rüzgârı.
bâd-i hazân ::: sonbahar rüzgârı.
bâd-i hevâ ::: bedava.
bâd-i pürgû ::: mütemadiyen sesler çıkaran, ıslık çalan rüzgâr.
bâd-i sabâ ::: doğudan esen hafif, hoş rüzgâr.
bâd-i seher-hîz ::: gün doğusundan esen hafif rüzgâr, tan yeli.
bâd-i subh ::: sabah rüzgârı.
bâd-i şimali ::: kuzey rüzgârı. 2) nefes, soluk. 3) ah sesi, ah çekme. 4) tas. Allah'ın yardımı. 5) mee. övme; söz. 6) büyüklük taslama, kibir. 7) şarap, (bkz : bade).
bâd ::: rüzgâr, nefes.
Bad :::
- Rüzgâr
Örnek: Esme ey bad esme canan uykuda. F. N. Çamlıbel - (s).(worse,worst) kötü, nahoş; değersiz; kifayetsiz; yanlış, kusurlu; geçersiz; bozuk, zararlı; keyifsiz, hasta; pişman, müteessir; şiddetli, sert; çürük. in bad k. dili güç durumda. be bad at something bir şeyi becerememek. bad debt şüpheli alacak, tahsili mümkün olmayan alacak. bad money kalp para. feel bad kendini iyi hissetmemek. go from bad to worse gittikçe fenalaşmak, daha beter olmak. go to the bad fena yola sapmak, baştan çıkmak. have bad blood between arada husumet olmak
bâd ::: rüzgar , yel , nefes
bâd ::: rüzgar
bâd ::: yel
bâd ::: defa
bâd ::: kez
bâd ::: yük
bâd ::: olsun
bâd ::: (f. e.) olsun, ola, olaydı. Aferin. bâd : aferin olsun! Mübârek-bâd : mübarek, kutlu olsun. Afiyet-bâd : afiyet olsun.
bad ::: rüzgâr
BÂD :::