Çağdaş Sözlük

Kabîl ~ قبیل

Kamus-ı Türki - Kabîl ~ قبیل maddesi. Sayfa: 1051 - Sira: 7

قبیل Kabîl osmanlıca ne demek, قبیل anlamı.. Osmanlıca sözlükler kamus-ı türki şemsettin sami sözlüğünde قبیل Kabîl maddesi

Kabîl ~ قبیل güncel sözlüklerde anlamı:

KABiL ::: Kabul eden. Olabilir, istidatlı, mümkün olan, önde ve ileride olan.

KABiL ::: Gibi, türlü, biraz evvel, az önce. Aşikâr. İleri gelen. Kabul eden. * Sınıf, nevi, soy. * Kefil. * Birbirine muhalif kavimden üç beş kişi.

Kabil ::: (a. h. i.) : Afganistan'ın hükümet merkezî, başkendi. [aslı : "Kâbül" dür]

kabîl ::: (a. i. kabl'den.) : 1) soy, nevi, sınıf. 2) zf. türlü, gibi. 3) biraz evvel, az önce.

kabil ::: ("ka" uzun okunur, a. s. kabûl'den.) : 1) kabul eden, kabul edici. 2) olan, olabilir, (bkz. : mümkin).

kabil-i emânet ::: insan (emânet kabul eden-) : [âyet-i kerîmeye telmîhan]

kabil-i feyz-i safa ::: neşenin feyzini kabul eden.

kabil-i hitâb ::: kendisiyle konuşulabilir, söz anlar.

kabil-i inkisar ::: kırılabilir, kolaylıkla kırılması mümkün olan şeyler.

kabil-i inkişâf, ::: geo. bir yanından kesilip bir düz üzerine tatbik olunduğu zaman, yırtılmadan, bükülmeden bir satıhları ('düzeyleri) bir düz hâline gelebilen şekiller, cisimler.

kabil-i istînâf ::: huk. bidayet mahkemelerinden verilip de, başka bir mahkeme tarafından görülen ve muhakemesi kanunen caiz ve mümkün olan (dâvalar).

kabil-i kısmet ::: huk. [eskiden] kendisinden maksut olan menfaat zail olmıyacak veçhile takdime sâlih olan müşterek mal.

kabil-i temyiz ::: huk. temyiz mahkemesince görülebilecek olan [dâvalar] . 3) yetişebilir, istidatlı. 4) i. erkek ebe.

kabil ::: olabilir, gibi, türlü.

Kabil :::


  1. Olabilir, mümkün
    Örnek: Ben onu bir göreyim, dedi, kabil mi? P. Safa

  2. Türlü, gibi, benzer.

  3. Tür, cins.

kābîl ::: gibi

kàbil ::: mümkün

kâbil ::: gibi , kabul eden , olabilir , mümkün , yetenekli , türlü

kabîl ::: gibi , benzeri

kâbil ::: ‬mümkün

kâbil ::: yetenekli

kabîl ::: ‬gibi

kabîl ::: benzeri

Kabil ::: (a. h. i.) Afganistan'ın hükümet merkezî, başkendi. [aslı :

kabîl ::: (a. i. kabl'den.) 1) soy, nevi, sınıf. 2) zf. türlü, gibi. 3) biraz evvel, az önce.

kabil ::: (

Kabil ::: Kabul eden; kabul edici; olan; olabilir

Kabil ::: Kabul eden; kabul edici; olan; olabilir

kabil ::: benzer, cins, gibi, mümkün, olabilir, tür, türlü

kabil :::

kabul eden; kabul edici; olan; olabilir

KABİL :::

Gibi, türlü, biraz evvel, az önce. Aşikâr. İleri gelen. Kabul eden. * Sınıf, nevi, soy. * Kefil. * Birbirine muhalif kavimden üç beş kişi