Çağdaş Sözlük

Fazl ~ فضل

Kamus-ı Türki - Fazl ~ فضل maddesi. Sayfa: 998 - Sira: 19

فضل Fazl osmanlıca ne demek, فضل anlamı.. Osmanlıca sözlükler kamus-ı türki şemsettin sami sözlüğünde فضل Fazl maddesi

Fazl ~ فضل güncel sözlüklerde anlamı:

FAZL ::: Âlimlere yakışır olgunluk. * İmân, cömertlik, ihsan, kerem, ilim, ma'rifet, üstünlük, hüner, tefâvüt, inayet. * Artmak. * Artık, (bunun zıddı naks'tır). Bir şeyden bakiye kalmak. (İman ile hikmet, adâlet, şecâat ve iffet sıfatlarına "fezâil-i asliye" tabir edilmiştir. Çünkü bu sıfatlar ile birçok faziletler doğar. Onun için bunlara, temel ve esas olan faziletler denilmiştir).(İ'lem Eyyühel - Aziz! Cenab-ı Hakk'ın günahkârları afvetmesi fazldır, tâzib etmesi adldır. Evet zehiri için adam, âdetullaha nazaran hastalığa, ölüme kesb-i istihkak eder. So a hasta olursa, adldir. Çünki cezasını çeker. Hasta olmadığı takdirde, Allah'ın fazlına mazhar olur. Mâsiyet ile azab arasında kavi bir münasebet vardır. Hattâ Ehl-i İ'tizal, mâsiyet hakkında, doğru yoldan udûl ile mâsiyeti, şerri Allah'a isnad etmedikleri gibi, mâsiyet üzerine tâzibin de vâcib olduğuna zehab etmişlerdir. Şerrin azabı istilzam ettiği, rahmet-i İlâhiyeye münâfi değildir. Çünki şer, nizam-ı âlemin kanununa muhaliftir. M.N.)

fazl ::: (a. s. c. : fuzûl) : 1) fazla, ziyâde, artık, baki. 2) fazlalık, üstünlük. 3) i. iyilik, fazilet, erdem, lütuf. 4) i. iki sayının birbirinden olan farkları.

fazl-ı kürevî ::: astr. mat. bir düzlem üzerinde bulunan üçgenin iç açıları toplamı (200 grat) veya 180 derece olduğu halde, kürevî bir satıh üzerindeki üç noktanın teşkîl ettiği üçgenin iç açıları toplamı dâima (200 grat) veya 180 dereceden fazladır. Bu fazlalık miktarına "fazl-ı kürevî" adı verilir.

fazl tarîki ::: huk. vereseden bâzısının diğerini ikrar ve bâzısını inkâr hâlinde yapılan veraset taksîmi.

fazl ::: üstünlük, lütuf.

fazl ::: üstünlük , lütuf , ihsan , artık , erdem

fazl ::: ‬erdem

fazl ::: üstünlük

FAZL :::

Âlimlere yakışır olgunluk. * İmân, cömertlik, ihsan, kerem, ilim, ma'rifet, üstünlük, hüner, tefâvüt, inayet. * Artmak. * Artık, (bunun zıddı naks'tır). Bir şeyden bakiye kalmak. (İman ile hikmet, adâlet, şecâat ve iffet sıfatlarına "fezâil-i asliye" tabir edilmiştir. Çünkü bu sıfatlar ile birçok faziletler doğar. Onun için bunlara, temel ve esas olan faziletler denilmiştir).(İ'lem Eyyühel - Aziz! Cenab-ı Hakk'ın günahkârları afvetmesi fazldır, tâzib etmesi adldır. Evet zehiri için adam, âdetullaha nazaran