Leb ~ لب
Kamus-ı Türki - Leb ~ لب maddesi. Sayfa: 1236 - Sira: 17

لب Leb osmanlıca ne demek, لب anlamı.. Osmanlıca sözlükler kamus-ı türki şemsettin sami sözlüğünde لب Leb maddesi
Leb ~ لب güncel sözlüklerde anlamı:
LEB ::: f. Dudak. Şefe. * Kenar. * Sahil. Kıyı.
"); leb ::: (f. i.) : 1) dudak. Şeker-leb : şeker dudaklı. Gonce-leb : konca gibi dudağı olan. leb-i âftâb : gölge. leb-i cânân : sevgilinin dudağı. leb-i derya (deniz dudağı) : mec. deniz kenarı. leb-i handan : gülen dudak. leb-i şefkat : şefkat dudağı. 2) uç, kenar. leb-i cû : ırmak kenarı. leb-i cûy-bâr v : su kenarı.
leb-i hadrâ ::: ufuk.
leb-i keştî-gâh ::: nehirlerin geçit yeri, boğaz, liman ağzı.
leb-i sâgar ::: kadeh ağzı.
lübb ::: (a. i.) : 1) iç, öz.
lübb-i sinn ::: hek. dişözü.
lübb-ül-cevz ::: ceviz içi. 2) (i. c. : elbâb) : aklıselim, sağduyu. 3) (s. c. : lübûb) : her şeyin iyisi, hâlisi.
leb ::: dudak.
Leb :::
- "Daha söze başlanırken ne denmek istenildiğini çabucak anlamak" anlamındaki leb demeden leblebiyi anlamak deyiminde geçen bir söz
Örnek: Doğrusu leb demeden leblebiyi anlarmışsınız, demek ister. O. Kemal
lüb ::: iç , öz
lübb ::: öz , iç , akıl , içli şeyin içi
leb ::: dudak
leb ::: dudak
lübb ::: öz
LEB :::