Şehâdet ~ شهادت
Kamus-ı Türki - Şehâdet ~ شهادت maddesi. Sayfa: 789 - Sira: 18
![](/rsm/turki/7/789-18.jpg)
![](/rsm/turki/7/789-19.jpg)
شهادت Şehâdet osmanlıca ne demek, شهادت anlamı.. Osmanlıca sözlükler kamus-ı türki şemsettin sami sözlüğünde شهادت Şehâdet maddesi
Şehâdet ~ شهادت güncel sözlüklerde anlamı:
şEHADET ::: (Bak: şahadet)
şahadet ::: (a. i.) : 1) şahitlik, şahitlik etme, *tanıklık. 2) bir şeyin doğruluğuna inanma. 3) delâlet, alâmet, işaret. 4) "eşhedü en lâ ilahe il lallâh... " cümlesini söyleme. 5) şehitlik, şehit olma. 6) gözle görülen şeyler, varlıklar, dünyâ. Âlem-i şahadet : Dünyâ, cihan. Âlim-ül-gayb ve-ş-şâhâde (görülen ve görülmiyen şeyleri bilen) : Allah.
şehâdet ::: şehitlik, şahitlik.
şEHaDET ::: Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki:
Onlar yalan yere şehâdet etmezler. (Furkân sûresi: 72)
Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem buyurdu ki: "En büyük günâhları size haber vereyim mi?" "Evet, yâ Resûlallah" dedik. "Allahü teâlâya şirk koşmak, anaya-babaya âsî olmaktır" buyurdu. Sonra doğrulup oturdu ve: "Dikkat ediniz! Yalan sözden ve yalan yere şehâdetten sakınınız" buyurdu ve bu sözü tekrâr eyledi. (Hadîs-i şerîf-Buhârî, Müslim)
Şehâdet, zan ve şek (şüphe) ifâde eden sözlerle olmaz. Bir hâdise hakkında "zannıma" veya "bildiğime göre şöyledir" şeklindeki haberler şehâdet sayılmaz. (İbn-i Âbidîn)
Namaz kılmayanın şehâdeti kabûl olmaz. Çünkü, fâsıktır, açıkça günah işlemektedir. (İbn-i Âbidîn)
2. Şehîdlik, şehîd olmak. (Bkz. Şehîd)
Cemel ve Sıffîn vak'alarını hazırlayan karışıklıkların ortaya çıkması, hazret-i Osman'ın şehâdeti ile başlamıştır. (İmâm-ı Rabbânî)
Şehadet :::
- Tanıklık, şahitlik
- Yüksek bir ülkü uğrunda ölme, şehit olma.
şehâdet ::: şahitlik , şehitlik , tanıklık
şahâdet ::: şahitlik , tanıklık
şahâdet ::: tanıklık
şahâdet ::: şahitlik
şahâdet ::: şehadet getirme
şahâdet ::: şehitlik
şehâdet ::: tanıklık
şehâdet ::: şehitlik
Şehadet ::: Yüksek bir ülkü uğrunda ölme, şehit olma
şahadet ::: (a. i.) 1) şahitlik, şahitlik etme, *tanıklık. 2) bir şeyin doğruluğuna inanma. 3) delâlet, alâmet, işaret. 4)
ŞEHADET :::