Sırr ~ سر
Kamus-ı Türki - Sırr ~ سر maddesi. Sayfa: 713 - Sira: 12

سر Sırr osmanlıca ne demek, سر anlamı.. Osmanlıca sözlükler kamus-ı türki şemsettin sami sözlüğünde سر Sırr maddesi
Sırr ~ سر güncel sözlüklerde anlamı:
SIRR ::: Şiddetli ateş veya soğuk.
SIRR ::: Gizli hakikat. Gizli iş. Herkese söylenmeyen şey. * Müşâhedetullah'ın mahalli bulunan kalbdeki lâtife. * İnsanın aklının ermediği şey. Allah'ın hikmeti.(Sırrını kimseye fâş etme sırrın fâş olur.Sen kendi sırrını saklayamazsanEl sana nasıl sırdâş olur.)
"); ser ::: (f. i.) : 1) baş, kafa, kelle. (bkz. : re's). 2) baş, başkan, (bkz. : reis). 3) tepe, doruk, (bkz. : zirve). 4) uç, kenar. 5) nihayet, son.
ser-i dâr ::: darağacının başı, üstü.
ser-i eşcâr ::: ağaçların başı.
ser-i kûy ::: sevgilinin bulunduğu yer.
ser-i mû [y] ::: 1) kılucu; 2) pek az şey.
ser- ::: (f. s.) : "baş, başkan" mânâlariyle başa gelerek *birleşik kelimeler yapar. Ser-kâtib : başkâtip. Ser-muharrir : başmuharrir, "başyazar, gibi.
sırr ::: (a. i. c. : esrar) : 1) gizli tutulan, kimseye söylenmiyen şey. Ifşâ-yi sırr : gizli şeyi herkese söyleme, (bkz. : râz). 2) Allah'ın akıl ermiyen hikmeti.
sırr-ı teâd ::: îcat sim, yaradılışın gizli sebebi. sırr-ı istiva : tas. siyah bir şerit adı olan istiva, yüksek bir alâmet sayılırdı. Cenâb-ı Mevlânâ'dan kalmış olup iki yollu olan külâh-ı seyfî veya kılıcı tâç yollarına takılan şerif. [Mevlevî tâbirlerinden-dir, bu tacı ancak cezbe-i Rahman ile istivanın sırrına vâkıf olan mümtaz zatlar giyebilirdi]
sırr-ı rübûbiyyet ::: tas. rübûbiyyetin merbûb üzerindeki nişanı, [tasavvufî eserlerde : sırr-ı rübûbiyyet, bir sırdır ki eğer zahir olsa, mütevakkıf-Ün-a1eyh olduğu şeyin butlanı sebebiyle bâtıl olur]
sırr-ı tecelliyyât ::: tas. "kalbe tecellî-i evvel'in inkişâfiyle meydana gelen ve cem'-i esma beyninde ehâdiyyet-i cem'iyyeyi izhâr eden şuhûd ve zuhur.
sırr-us- sırr ::: tas. icmal ve cem'-i ehâdiyyette hakaikın tafsîlât-ı kâmilesine ve hakayıkın müşte-mil olduğu kâffe-i mütaallikata hakikatleri veçhile ilim gibi hakkın âbidden teferrüdüne bâis olan şey.
sürr ::: (a. i.) : anat. yeni doğmuş çocuğun kesilmiş göbeği.
sürrâk ::: (a. s. sârik'ın c.) : hırsızlar, (bkz. : düzdân).
ser ::: baş , başkan , uç , tepe , gaye , zirve , reis
sır ::: gizli şey , gizem , püf noktası , aynaların arkası , parlaklık vermek , gizlilik , gizli bilgi , kalbi bir his , (bak: sırr)
sırr ::: giz , sır
ser ::: baş
ser ::: başkan
ser ::: uç
sırr ::: giz
sırr ::: sır
ser- ::: (f. s.) baş, başkan
sürr ::: (a. i.) anat. yeni doğmuş çocuğun kesilmiş göbeği.
sürrâk ::: (a. s. sârik'ın c.) hırsızlar, (bkz. : düzdân).
SIRR :::